Araştırma Görevlisi M.Ammar Kılıç ile Söyleşi
Nevra Zehra Babürşah
Tarihsel olayları, siyasi darbeleri, bağımsızlık mücadeleleri ve farklılıkları barındıran dini/ kültürel yapısıyla ün yapan Afrika kıtası, toplumlararası kültürel etkileşimin en önemli kavşaklarından. Kültürel farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği kıtada değişik siyasi, ekonomik, sosyal özelliklere sahip her ülke; sineması, müziği, müzik aletleri, dansları, mutfak kültürü, sanatı, mimarisi, din, dil ve mezhep çeşitliliği ile zengin bir kültür mozaiği oluşturuyor. Ulusal topluluğu renklendiren din ve etnik çeşitlilik -çatışma olmadığı sürece- Afrika bölgelerine dinamizim kazandırıyor.
Peki, habercilik dilinde ve halk arasında “açlık, yoksulluk ve sömürü” gibi kelimelerle etiketlenen Afrika algısı gerçeği ne kadar yansıtıyor? Afrika insanı iddia edildiği gibi uygarlıktan, teknolojiden, sanattan yoksun bir hayat mı sürüyor? Sürekli, “ beyaz adam tarafından sömürülen ve tüketilen yerler” olarak nitelenen kıtada, kendilerini ülkelerinin özgürlüğüne adamış ve adayan insanların sayısı hiç de az değil.
Namık Kemal Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi M. Ammar Kılıç ile Prof. Mahir Şaul’un projesinin bir çalışması olarak gerçekleştirdikleri Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine giden göçmenlerle birlikte yaptıkları yolculuğu ve yine ekibin proje etkinliği olarak Senegal ziyaretlerini ve genel anlamda “başka Afrika” yı değil, gerçek Afrika’yı konuştuk.