Editor Yorum yapılmamış

Mimarlık mesleğinin en büyük onur ödülü olan Pritzker ödülü bu yıl Burkina Faso’lu mimar Diébolo Francis Kéré’ye verildi. Pritzker Mimarlık ödülü, üstün mimarlık yeteneğinin yanı sıra özgün bir görüş ve toplumsal değerlere adanmış olma meziyetlerini bir arada taşıyan eserler yaratan bir mimara veriliyor.

 

Kéré, yerel malzemeleri ve yerel kalıpları kullanarak içinde büyüdüğü topluma hizmet eden binalar yapıyor. Burkina Faso’un sıradan bir köyünde büyüyen Francis Kéré, küçük yaşından beri yapı işlerine ilgi gösterdi. Akranlarıyla top oynayacağına köyde ev onaran ekiplerde çalışmalara katıldı. Bir burs kazanarak Almanya’ya gidip bir marangozluk meslek okuluna devam ettikten sonra Berlin Teknik Üniversitesi’nin mimarlık fakültesine kabul edildi.

 

 

Kéré’nin ilk önemli çalışması, henüz mimarlık öğrencisi iken yetiştiği yer olan Gando’da yerel halkın yardımı ve yerel malzemeler kullanarak bir ilkokul inşa etmesi oldu. Son zamanlarda genişletilen bu okul şu anda dünyanın en çok bilinen ve üzerinde konuşulan mimarlık eserlerinden biri.

 

 

Meşhur olup Londra’daki Serpentine Pavilion ve Venedik Bienali gibi sergilerde eserler yarattıktan ve uluslararası beğeni kazandıktan sonra bile, Kéré dikkatini sürekli olarak kendi ülkesine yöneltti.

 

 

Ödül jürisinin yaptığı açıklamada Kéré’nin mimarisi için “Bütün eserleri, köklerini belli bir yerden alan bir mimarinin ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyor. Binaları o yerde yaşayan topluluklar için ve onlarla birlikte yapılmış. Yapılış tarzları, kullanılan malzemeler, planları ve eşsiz özellikleriyle doğrudan doğruya o toplulukların bir parçası oluyor” deniyor. “Yapıldıkları yerle ve binaları kullananlarla sıkı bir bağ içindeler. Gösterişsiz bir varlıkları ve zarafetten gelen bir etkileri var.”

 

 

Kéré’nin eserlerinin çoğu, kamu binalarının yetersiz olduğu yerlerde yaptığı okullar, kütüphaneler, sağlık merkezleri ve kamusal alanlar; sınırlı kaynaklardan en iyi şekilde yararlanarak ortaya çıkıyor. Bu projeleri, Benin, Burkina Faso, Mali, Togo, Kenya, Mozambik ve Sudan’da ahşap, tuğla veya kerpiç gibi yerel malzemelerle gerçekleştirildi.

 

 

Kéré’nin Burkina Faso ve Afrika’ya büyük yakınlığı mimar olarak etkinliğini şekillendiriyor. Örneğin yarattığı eserlerde, baobab ağacı gibi devasa yerel bitkilere ya da gençken giydiği törensel mavi boubou denen entarisine atıfta bulunuyor. En önemlisi Kéré, halkının yalnızca tasarladığı yapıların inşasına katılmasını değil, onlarla bağlantı kurup dönüştüğünü hissetmesini istediğini söylüyor.

 

 

Daha fazla bilgi için:

lesechos.fr

nytimes.com

edition.cnn.com

pritzkerprize.com